10 Haziran 2016 Cuma

2016 Avrupa Şampiyonası-Fransa



                        Bu başlığı okuyanlar şimdi erkek muhabbeti gibi futbola saracağımı düşünüyorlardır.O muhabbete girecek kadar bilgi ve birikime sahip değilim fakat futbolu severim.Özellikle Türkiye'nin olduğu şampiyonaları daha çok...Biliyorsunuzdur mutlaka fakat ben gene de hatırlatayım.Bugün başladı Avrupa Şampiyonası.Pazar günü ise Türkiye'nin gruptaki ilk maçı var,Hırvatistan ile...Şimdi diyeceksiniz neden böyle bir konudan girdin yazıya?Amacım futboldan bahsetmek ya da Türkiye'nin bulunduğu gruptaki takımların değerlendirmesi falan değil.İstesem bile öyle bir değerlendirme yapabileceğimi sanmıyorum.O işin ehli Güntekin Onay'dan başkası değildir.Benim bu konu başlığı altında yazmamın asıl amacı,size eski Avrupa ve Dünya Şampiyonalarını,atılan golleri,yaşanılan sevinçleri bir parça olsun hatırlatmak istemem...


                       2008 Avrupa Şampiyonası'nı hatırlarmısınız bilmem...Semih Şentürk'ün son dakika golüyle,mucize gibi kazanılan o Çek maçını...Gol attıktan sonraki o yüzüğünü ne denli içten öpüşünü...Bütün takımın ona doğru nasıl koşturduğunu...Bizim evimizde nasıl çığlıklar attığımızı,yeri yerinden oynattığımızı,gecenin bir yarısı sokaklarda çalınan kornaları,kutlamaları...Sanırım hiçbirimiz bu kadarını beklemiyorduk fakat sonucun böyle tatmin edici olması hayallerimizin de ötesindeydi.Sonra yarı finalde karşılaştığımız Almanya...Buraya kadar gelmişken bırakmak olmazdı.Bize yakışmazdı.Fakat benim o zamana dair hatırladığım,yanlış hakem kararlarıydı.Belki de abartıyorduk,onu da bilmiyorum.Ancak maçın sonunda yaşanılan o üzüntüyü o gözyaşlarını gayet net hatırlıyorum.10 yaşındaki kuzenim aynen şöyle ağlıyordu:''Anne söyle lütfen tekrar yapsınlar maçı!Sen konuşursan yaparlar anne!Lütfen anne,lütfen!'' Olay bir hayli ironik olmasına karşın kuzenimin ne hissettiğini biz gayet iyi anlıyorduk.Biz de dilerdik tekrarlanmasını fakat öyle bir durumun olmayacağının da farkındaydık.


                       2002 Dünya Kupası'nda en çok etkilendiğim maç Güney Kore maçıydı.Sanki birbirimizin rakibi değil de kandaşı gibiydik.Ki bu dünyada kandaşların bile nasıl birbirlerinin boğazını kestiğine şahit olunurken,durumu böyle ifade etmek öyle gurur verici ki benim için.Güney Kore bayraklarının yanına açılmış Türk bayrakları,yüzlerin bir tarafı Güney Kore bir tarafı Türkiye.Maç sonunda mutlu olan taraf biz olmuş olsak da bize hissettirdikleri o kardeşlik,o kandaşlık duygusu 14 sene sonra bile hala hatıralarımızda yer etmeyi başarmışsa,o zaman her şey bitmemiş demektir.


                      Eğer buraya kadar gelmeyi başarabilmişsek,yeniden yazabiliriz o tarihi...O mucizeleri yeniden gerçekleştirebiliriz.Çok klişe bir söz belki ama,biz bitti demeden bitmez!Haydi Türkiye!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder